Hoş geldiniz!

Bir kalbi sevindirmek, bu dünyaya bırakabilecek en güzel hediyedir.

28 Haziran 2019 Cuma

, , , , , , , , , , , , , , , , ,

Maya

ÖZET: İkinci nesil bir melez olan Maya Thalia Grace ve Luke Castellan'ın çocuğudur. Melez arkadaşlarıyla kayıp ailesini bulmaya çalışır.

(YARIM KALMIŞ HİKAYE)

---  


''Hazır mısın?'' diye mırıldandım. Genç kadın sonunda durduğunda nefes nefeseydi. Az önce arkasında bıraktığı sarışın adam o sık ağaçlarla dolu ormana dalmış, dakikalar önce gözden kaybolmuştu. Kadın ve kucağındaki bebeği şimdi yapayalnız gibi gözüküyordu. Kadın bebeğini iyice sarıp sarmaladı. Pelerininin başlığı düşüverdi. Siyah, kat kat kesilmiş saçları ortaya çıktı. Gözlerine sürdüğü kalın göz kalemleri, yağmurda yüzüne akmıştı. 
   Kadın elleri titrerken bebeğinin başını omzuna yatırdı. Kısa bir anlığına başını arkasına çevirdi, sonra bebeğini hafifçe sallamaya başladı. Aynı zamanda yerinde hafifçe hareket ediyor, iki de bir arkasına bakıp duruyordu. 
''Şşşt, baba gelecek, Maya.'' dedi kadın tatlı bir sesle.''Baba gelecek ve her şey bitecek.''
   Fakat bebek de öyle olmayacağını fark etmiş olacak ki daha da kötü ağlamaya başladı. Kadın şişştleyip onu yatıştırmaya çalışıyor, fakat hiçbir başarı elde edemiyordu. Bebek hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordu. Kadın bebeği sallarken köşedeki evi fark etti;Ahşap, yazlık türü bir ev.
   Kadın bir saniye bile beklemedi. Hemen koşarak yolun sonundaki, ahşap evin kapısına gitti. Kapıyı kırarcasına tıklattı, fakat hiçbir cevap alamadı. Başını hayır anlamında salladı. Kapıya bir tekme savururken ağlamaya başladı. Birkaç dakika boyunca öyle bekledikten sonra kadının ağlaması kesilmişti. Bebeğine iyice sarılıp onu öpücüklere boğdu. Sonra köşedeki oturakların üstündek minderlerden birini çekti. Minderi yere özenle koyup üstüne bebeğini yerleştirdi. Elleri titrerken bebeğin üstünü iyice örttü. Yanağına minik bir öpücük bıraktı.
''Babayı bulup geleceğim, tamam mı Maya?'' diye fısıldadı.''Hemen geleceğim.''
   Minik bebek gözlerini annesininkilere çevirdi. Ağlamıyordu.Tam tersine annesine minik bir gülücük attı. Gülücükle beraber annesi de gülümserken son kez bebeğine baktı. Sonra cebinden çıkarttığı hançeriyle beraber gerisin geriye, geldiği yöne doğru koşturmaya başladı. Gökyüzü, kapalıydı. Genç kadının etrafını aydınlatan şimşekler, onu ormana kadar takip etti. Sonra Maya ağlamaya başladı. Üstündekileri atmaya çalışıyor, debelenip duruyordu. Sonra büyük bir şimşek çaktı ve Maya ağlamayı kesti. Ormandan büyük bir çığlık duyuldu. Bu, o kadının sesiydi. Maya'nın annesinin.
Genç kadın sonunda durduğunda nefes nefeseydi. Az önce arkasında bıraktığı sarışın adam o sık ağaçlarla dolu ormana dalmış, dakikalar önce gözden kaybolmuştu. Kadın ve kucağındaki bebeği şimdi yapayalnız gibi gözüküyordu. Kadın bebeğini iyice sarıp sarmaladı. Pelerininin başlığı düşüverdi. Siyah, kat kat kesilmiş saçları ortaya çıktı. Gözlerine sürdüğü kalın göz kalemleri, yağmurda yüzüne akmıştı. 
   Kadın elleri titrerken bebeğinin başını omzuna yatırdı. Kısa bir anlığına başını arkasına çevirdi, sonra bebeğini hafifçe sallamaya başladı. Aynı zamanda yerinde hafifçe hareket ediyor, iki de bir arkasına bakıp duruyordu. 
''Şşşt, baba gelecek, Maya.'' dedi kadın tatlı bir sesle.''Baba gelecek ve her şey bitecek.''
   Fakat bebek de öyle olmayacağını fark etmiş olacak ki daha da kötü ağlamaya başladı. Kadın şişştleyip onu yatıştırmaya çalışıyor, fakat hiçbir başarı elde edemiyordu. Bebek hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordu. Kadın bebeği sallarken köşedeki evi fark etti;Ahşap, yazlık türü bir ev.
   Kadın bir saniye bile beklemedi. Hemen koşarak yolun sonundaki, ahşap evin kapısına gitti. Kapıyı kırarcasına tıklattı, fakat hiçbir cevap alamadı. Başını hayır anlamında salladı. Kapıya bir tekme savururken ağlamaya başladı. Birkaç dakika boyunca öyle bekledikten sonra kadının ağlaması kesilmişti. Bebeğine iyice sarılıp onu öpücüklere boğdu. Sonra köşedeki oturakların üstündek minderlerden birini çekti. Minderi yere özenle koyup üstüne bebeğini yerleştirdi. Elleri titrerken bebeğin üstünü iyice örttü. Yanağına minik bir öpücük bıraktı.
''Babayı bulup geleceğim, tamam mı Maya?'' diye fısıldadı.''Hemen geleceğim.''
   Minik bebek gözlerini annesininkilere çevirdi. Ağlamıyordu.Tam tersine annesine minik bir gülücük attı. Gülücükle beraber annesi de gülümserken son kez bebeğine baktı. Sonra cebinden çıkarttığı hançeriyle beraber gerisin geriye, geldiği yöne doğru koşturmaya başladı. Gökyüzü, kapalıydı. Genç kadının etrafını aydınlatan şimşekler, onu ormana kadar takip etti. Sonra Maya ağlamaya başladı. Üstündekileri atmaya çalışıyor, debelenip duruyordu. Sonra büyük bir şimşek çaktı ve Maya ağlamayı kesti. Ormandan büyük bir çığlık duyuldu. Bu, o kadının sesiydi. Maya'nın annesinin.
Genç kadın sonunda durduğunda nefes nefeseydi. Az önce arkasında bıraktığı sarışın adam o sık ağaçlarla dolu ormana dalmış, dakikalar önce gözden kaybolmuştu. Kadın ve kucağındaki bebeği şimdi yapayalnız gibi gözüküyordu. Kadın bebeğini iyice sarıp sarmaladı. Pelerininin başlığı düşüverdi. Siyah, kat kat kesilmiş saçları ortaya çıktı. Gözlerine sürdüğü kalın göz kalemleri, yağmurda yüzüne akmıştı. 
   Kadın elleri titrerken bebeğinin başını omzuna yatırdı. Kısa bir anlığına başını arkasına çevirdi, sonra bebeğini hafifçe sallamaya başladı. Aynı zamanda yerinde hafifçe hareket ediyor, iki de bir arkasına bakıp duruyordu. 
''Şşşt, baba gelecek, Maya.'' dedi kadın tatlı bir sesle.''Baba gelecek ve her şey bitecek.''
   Fakat bebek de öyle olmayacağını fark etmiş olacak ki daha da kötü ağlamaya başladı. Kadın şişştleyip onu yatıştırmaya çalışıyor, fakat hiçbir başarı elde edemiyordu. Bebek hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordu. Kadın bebeği sallarken köşedeki evi fark etti;Ahşap, yazlık türü bir ev.
   Kadın bir saniye bile beklemedi. Hemen koşarak yolun sonundaki, ahşap evin kapısına gitti. Kapıyı kırarcasına tıklattı, fakat hiçbir cevap alamadı. Başını hayır anlamında salladı. Kapıya bir tekme savururken ağlamaya başladı. Birkaç dakika boyunca öyle bekledikten sonra kadının ağlaması kesilmişti. Bebeğine iyice sarılıp onu öpücüklere boğdu. Sonra köşedeki oturakların üstündek minderlerden birini çekti. Minderi yere özenle koyup üstüne bebeğini yerleştirdi. Elleri titrerken bebeğin üstünü iyice örttü. Yanağına minik bir öpücük bıraktı.
''Babayı bulup geleceğim, tamam mı Maya?'' diye fısıldadı.''Hemen geleceğim.''
   Minik bebek gözlerini annesininkilere çevirdi. Ağlamıyordu.Tam tersine annesine minik bir gülücük attı. Gülücükle beraber annesi de gülümserken son kez bebeğine baktı. Sonra cebinden çıkarttığı hançeriyle beraber gerisin geriye, geldiği yöne doğru koşturmaya başladı. Gökyüzü, kapalıydı. Genç kadının etrafını aydınlatan şimşekler, onu ormana kadar takip etti. Sonra Maya ağlamaya başladı. Üstündekileri atmaya çalışıyor, debelenip duruyordu. Sonra büyük bir şimşek çaktı ve Maya ağlamayı kesti. Ormandan büyük bir çığlık duyuldu. Bu, o kadının sesiydi. Maya'nın annesinin. 

Melez Kampı'nın on beş yıl önceki halini gördüğümde küçülmemde için kendimi zor tuttum.
Sanki on beş yıl önce değil, asırlar önceki bir devirden söz ediyorduk. Taş devri? Ah, kesinlikle. Bunu Kheiron'a söylemeyi düşündüm, fakat daha sonra bunun pek de uygum düşmeyeceğini fark ettim. Kheiron'a fotoğrafa öyle özlem dokun bakıyordu ki kesinlikle bu dediğime üzülürdü.
"Vay canına." dedim elimdeki fotoğraflardan sonuncusuna bakarken. "Çok şey değişmiş."
Kheiron hafifçe gülümsedi. "O zamanlar sadece melezler için kulübelerimiz vardı."
Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı. "O zaman yaşıyor olsam evsiz mi kalırdım? Ya da şu aptal Roma kampına mı giderdim?"
Kheiron omuz silkti. Bu hareket bir sentorda komik duruyordu çünkü omuz silkerken tokmakları yukarı doğru kalkıyordu.
Acayip?
Kesinlikle.
"Her neyse," dedi Kheiron. "Sanırım şu rüyanı konuşmamız gerek."
Evet, o olay. O rüya.
Sabah bizim gibi ikinci nesil melezler için yapılmış kulübelerin ilkinde, pek de rahat olmayan yatağımda uyandığımda en yakın arkadaşım Claire'e haber verip kendimi buraya, namı-değer Büyük Ev'e attım.
Rüyamda ailemi görmek her zaman yaptığım şeylerden biri değildi. Küçük bir bebekken ailesini kaybeden bir çocuk olarak, ailemin yüzünü bile hatırlamamam gerek. Fotoğraflarını görsem bile bu kadar canlı olamaz.
Hem... Kheiron benden gördüğüm her rüyayı ona anlatmam gerektiğini boş yere söylememiştir herhalde, değil mi?
Her şey geçen hafta, Kheiron'un oldukça endişeli bir şekilde kulübemizi basmasıyla başlamıştı.
Kheiron içeri girdiğinde ben ve diğer beş kulübe arkadaşım şaşkın bir ifadeyle ona bakıyorduk. Saat oldukça geçti, uyuyor olmamız gerekiyordu ama biz sorunlu kulübeydik, geç yatmamız pek anormal değildi.
Yine de Claire korkuyla ağzında bir şeyler geveledi. Kheiron eliyle beni işaret ederken onu dinlememiş gibi gözüküyordu.
Onun peşinden dışarı çıktığımda yüzündeki endişe yerini heyecana bırakmıştı. Gözleri adeta parlıyordu. Ama kurduğu cümleyle yüz ifade hiç ama hiç uyuşmuyordu.
"Bana gördüğün her rüyayı mutlaka anlatacaksın, Maya." dedi dikkatli bir sesle. "Hepsini."
Anlam veremedim ama zamanı gelince anlayacağımı söyledi, üstelemedim.
"Rüyanda gördüğün kişi annen, Maya." dedi kısık sesle.
"E-evet. Sanırım."
"Ve bu gördüğün rüya bir mesajdı. Sana iletilen bir mesaj." Yutkundum.
"A-ama annem öldü!" dedim adeta kekeleyerek."Bu çok...anlamsız! Na-nasıl olabilir?"
Kheiron başını iki yana salladı."Anlamsız değil, Maya. Bundan çok uzun zamandır şüpheleniyordum. Demek doğruymuş. Ölmemişler."
Ölmemişler...
Bu demek oluyor ki...
Gözlerimi kapattım. "Onca sene inandığım her şey, onların ölümünü kabullenişim... Onlar hayatta mı? Annem ve babam? Bu...neden... neden benim için dönmediler?"
Kheiron iç çekti."Esir düşmüş olmalılar. Başları belada."
Bu...bünü kabullenmek kesinlikle kolay değildi. Inanmak istiyordum, ailemin yaşadığına, hala hayal ettiğim o aile tablosuna kavuşabileceğimize... Ama sonra üzülmek de istemiyordum. Boş bir hayale kapılmak beni sadece yıpratırdı.
Çok daha fazla yıpratırdı.
Kheiron yalan söylemez, dedi iç sesim. Ona güvenebilirsin. Seni büyüten o.
Gözlerimi açtım. Kheiron bir şey anlamaya çalışarak yüzüme bakıyordu.
"Onlara yardım etmeliyiz. A-ama onlarla nasıl bağlantı kuracağız?"
Kheiron elimi tuttuğunda ürperdim.
"Bir şekilde Thalia seninle bağlantıya geçti, Maya. Bu da demek oluyor ki onları bulabilecek tek kişi sensin. Bunu yapabilirsin, Maya. Aileni bulabilirsin."





Share:

0 yorum:

Yorum Gönder