ÖZET: TFF Kafana Göre Takıl Okulu PJO bölümü öğrencileri hep beraber Hades'in Evi'ni almaya niyetlenirse ne olur?
+Yaşanmış bir olay
DERECE: Yeşil
KATEGORI: Hayran Kurgu > Kitap > Percy Jackson & Olimposlular
KARAKTERLER: Hiçbiri
TÜR: Komedi
UYARILAR: Hiçbiri
KOLEKSIYON: Hiçbiri
HIKAYE DIZISI: Hiçbiri
BÖLÜM: 1 | BITMIŞ: Evet | SÖZCÜK: 2113 | OKUNMA: 887
YAYINLANMA: 08.10.13 | GÜNCELLEME: 08.10.13
Özet: TFF Kafana Göre Takıl Okulu PJO bölümü öğrencileri Hades'in Evi'ni almaya karar vermiştir. Fakat bir sorun vardır, işlerin doğru gitmeme olasılığı düşünülmemiştir.
''AAAAAUUUU!'' diye bağırdı Buse(Elizabethrank).''Hades'in Evi çıkıyor ve siz burada yatıyorsunuz! Ihhh!''
Kızlar şaşkın bir ifadeyle homurdandı. Uyku haliyle Buse'nin 'Vauuoaoo' tarzı bir şey söylediğini düşünüp umursamadılar. Jeton düştüğü anda ise....
''Ne? Ha? Leo?'' dedi Selin(SantanaWinchester) bir yandan da yanındaki lambayı devirirken.''Leo?''
''Evet, ya, ama ya.'' dedi Buse derin bir nefes alırken.''Hadi...''
Alara(Alosy) ve Serenay(Ornitorenk) ve Nerissa(NerissaBlack)de ayağa kalktı. Öbür köşeden Buse*(Alexandrarodriguez) elinde içi nutellalı ekmek dolu bir kâseyle geldi.
''Yemek hazır!'' dedi Buse*.''Tıkınabilirisiniz! Adaşım, hadi sen de bir tane at.'' Öbür Buse elini tabağa daldırıp bir dilim kaptı. Onun arkasına Alara, Serenay ve Nerissa da birer dilim kaptı.
''Ya, cidden, biz niye bu kadar oyalanıyoruz?''dedi Nerissa.
''Ona bakarsak bizim heyecan şey etmemiz gerekiyor ama tık yok. Şok yaşıyoruz demek ki.'' diye tanıyı koydu Buse.
''Haklısın Adaşım!'' dedi öbür Buse*.
''Buse.'' dedi Serenay. İki Buse de ona döndü. Serenay sırıttı.''İşte bunu seviyorum.''
Buse gidip Serenay'ın kıvırcık saçlarını iyice birbirine geçirdi. '' Replik çalmak hiç de doğru değil Ornicim! Lütfen, yani, yani...''
Serenay Buse'nin yanından kaçıp Alara'nın arkasına geçti. Alara bir kahkaha atıp yana kaydı. Buse Serenay'ın peşinden koşarken Serenay çığlık atarak kapıya koştu. Tam kapıyı açmıştı ki karşısında Nutella'ya susamış bir çift göz gördü.
''Selam? Şeey, Nutellam bitti de, biraz alabilir miyim?'' dedi Melisa(Kartopu). Melisa içeriye göz attı.''Aa, İrem, Buseler, kızlar! Oo, ben orada bi Nutellalı ekmek mi gördüm?''
Melisa koşarak Buse*'nin elindeki tabağı kapıp koltuklardan birine oturdu. Buse ise PFKG(Percy Fan Kafalar Grubu) dolabına koştu. Bu dolap odadaki herkesin PJO'larını barındırıyordu. Hemen yanında da bilgisayar ve tablet dolabı vardı. Bu odayı dekore etmeleri yaklaşık bir yıl sürmüştü. Değmiş miydi? Yani! Buse ellerini beline koyup kaşlarını çattı.
''Melisa, o bizim kahvaltımızdı! Şimdi yemekhaneye gitmemiz gerekecek. Ya da...'' dedi Buse.'' Millet üzgünüm ama tıkınmadan gitmemiz gerekiyor. İrem(İe_rm)nerede bu arada?''
Herkes şaşkın bir ifadeyle birbirine bakarken kızlar bir anda koşuşturmaya başladı. Buse hemen üstüne kapüşonlusunu geçirdi. Telefonunu alıp bir numara çevirdi.
''Alo, polis mi? Hah, bir ihbarda bulunacaktım. İrem adında bir kız arkadaşımızı öldürdü! Biz şuanda D&R 'dayız de. Koyu renk gözleri var, mavi-gri gözleri var! Lütfen acele edin, kanlar içinde. Çok korkuyoruz! Tamam, teşekkürler!''
Buse* de üstünü giyinmiş Alara ve Serenayla kapıya koşturuyordu. Buse Nerissa'yı ve Melisa'yı yakalayıp kapıya koştu. Selin ise üstünde 'Leo is Mine!' yazan tişörtünü giymiş ve kızların arkasından kapıya koştu. Buse* kapıyı kilitleyince kızlar-Melisa hariç. O hala on Nutellalı ekmeği bitirmekle meşguldü- koşuşturmaya başladı. Alt kata iner inmez yemekhaneyi bastılar. Herkes şaşkın birer ifadeyle kızlara bakarken onlar tabaklarına bir şeyler doldurmak için yemek hanenin köşesine yönelmişti. Buse bir soğuk sandviç kapıp yemekhanenin dışına fırladı. TFFKGTO (TürkFanFiction Kafana Göre Takıl Okulu)'nun kapısına koştu. Okul müdürü Thelake ve müdür yardımcısı Noctis'e yazdığı elli beş mektubun cevabı olarak kapıya asılan''Bugün Hades'in Evi'ndeyiz.'' yazısı harika bir şekilde yerleştirilmişti. Buse heyecanla çığlık atarken arkasındaki Violet(Austenviolet)'i farkedemediği gibi ona çarpmayı da unutmadı. Violet'i gören Buse telaşla Violet'e sarıldı.
''Oley! Özür dilerim!'' dedi Buse. Violet şaşkınlıkla Buse'ye baktı.
''Özür dilediğin için mi özür diliyorsun?'' diye sordu Violet. Buse bilmiş bir ifade takınıp eliyle yazıyı gösterdi. Violet yazıyı görünce gülümsedi.
''Sizin için çok sevindim. Eminim çok mutlu olmuşsunuzdur.'' Buse Violet'e tekrardan sarıldı. Sonra içerideki kızları hatırladı.
''Ay Violet, biz Hades'in Evi'ni almaya gideceğiz! Otobüs gelmek üzeredir. Gitmem gerek, sonra görüşürüz!'' Buse aceleyle içeri girerken Violet gülümseyip onun arkasından TFFKGTO'Ya girdi.
Buse'yi yemeğini yemiş bir grup PJO sever karşıladı. Buse sırıtarak kızlara baktığında olasılıkları düşünmediğini-düşünemedi. İşte bu, çok kötüydü.
- - -
''Leo'yu özledim.'' dedi Selin derin bir oh çekerek. Sonra gözleri yaşardı.''Eğer Leo'yu öldürürse yemin ederim ki onun...''
''Heey, Leo benim bir kere!'' dedi Serenay.''Onu nasıl özlüyorsun sen bakayım?
''Hiç de bile!'' Buse* araya girip iki kızı ayırdı. Sonra adaşının yanına oturdu.
''Aah adaşım, sonunda otobüse bindik ve D&R'a varmak üzereyiz. Başardık galiba.'' Buse tam adaşına büyük konuşma diyecekti ki artık çok geçti. En arka iki sırayı dolduran kız ani frenle yerlerinden kısmi olarak fırladı. İlk sesi çıkan Alara oldu.
''Bu planda yoktu!'' diye inledi Alara.
''İrem de kaçmayacaktı.'' dedi Nerissa.
''Ve biz şuanda çoktan kitabı almıştık.'' diye ekledi Serenay.
''Tamam, ama niye planı bana yaptırttınız ki?'' dedi Buse kaçış ararken. ''İmdat ya.'' Buse'nin yardımına adaşı koştu.
''Aslında beni de suçlayabilirsiniz çünkü plana ben de dahildim.'' diye itiraf etti Buse*.
''Şey o zaman?'' dedi tanıdık olmayan bir ses. Ön sıradan kafasına çıkaran İrem kızlara el salladı.''Şey, galiba işe yaramadı?''
Kızlar bir yandan çığlık atarken bir yandan da İrem'in üstüne kapandı. Fakat bir sorun vardı. İrem yanlız değildi.
''Bunlarda kim?'' diye ciyakladı Serenay.
''Kaçaklar.'' diye mırıldandı Alara gözlerini kısarak.''Vaov.''
''Diğer PJO hayranları. Bize katılmak istemişler.'' dedi İrem. İrem'in bu sözü üzerine Buse eğilerek kızlara gülümsedi. Gözyaşlarını silerken burnunu çekti.
''Siz küçük PJO hayranlarısınız, benim... Ahh, adaşım, yavru Jacksonheadlar.'' dedi Buse. Kızlar şaşkın bir ifadeyle Buse'ye bakarken Buse en arka sıraya kafasını gömdü. Nerissa oflayarak ön tarafa koştu.
''Neden durduk ya? Bize aksiyon mu yaşatmak istiyorsunuz? Yoksa... Oha.'' Nerissa ön taraftaki ağacı görür görmez çığlığı bastı.''Kızlar, bir problemimiz var!''
Alara, İrem ve Serenay Nerissa'nın yanına koşuştururken Buse* Buse'nin yanına gitmişti. Koca ağacı gören kızlar ön koltuğa sıkışıp oturdular.
''Sanırım, biraz daha buradayız.'' diye durumu özetledi İrem.''İnternet paketi olan var mı? Benim ki bitti de.''
- - -
''Ha ha! Elli dört milyon yüz iki bin beş yüz elli altı. İşte bu!'' dedi İrem sırıtarak.''Rekorumu kıran?''
''Supernatural izlemek istiyorum.'' dedi Selin. ''Canım çook sıkıldı.''
''Selinn! Biraz sessiz ol lütfen, burada adaşımla tek kitapta Athena'nın İşareti okumaya çalışıyoruz. Çok zevkli ya.'' diye mırıldandı Buse*.
''Hıhı. Ayy, Piper'ı yerim ben. Kız biliyor ama ya, bak su altında kalıyorlar.'' dedi Buse. Buse* elini adaşının omzuna attı.
''Piper'ı seven çok az kişileriz.''
''Bu arada saat kaç?'' dedi Alara korkuyla.''Ya D&R kapanırsa?''
Kızlar bu olasılığı kabul edemezdi.
''Koşun koş! On üç dakika yirmi saniye var! Üç dakika yirmi saniyeden önce orada olmamız gerekiyor!'' diye bağırdı Buse. ''Ölmek var, dönmek yok.''
İrem ve Nerissa hariç kızlar büyük bir ciddiyete büründüler. Buse kızları tatmin edici bir şekilde başını salladı. Buse'nin işaretiyle kızlar koşuşturmaya başladı. Ne olduğunu anlayamayan İrem ve Nerissa hızlarını arttırıp diğerlerine yetişmeye çalıştı. Fakat bu pek de mümkün değildi.
Selin ve Alara daha da hızlanarak kapanma anonsları verilen alışveriş merkezine daldılar. Onların arkasından Buse ve Serenay, onların da arkasından Nerissa ve İrem içeri girdi. Güvenlik görevlilerinin ikazlarına rağmen asansöre koşturup ikinci kata bastılar. Güvenlik görevlileri onları yakalayamadan kapılar kapandı. Serenay bir sevinç çığlığı attı.
''Bizi de bekleseydiniz.'' dedi Nerissa.
''Belki.'' dedi yüzü bembeyaz olan Buse.''Belki.''
''Buse...'' dedi İrem. ''Sen iyi misin?''
O sırada kapılar açıldı ve Buse dışarı fırladı. Buse'nin arkasından bütün kızlar koştura koştura D&R'a vardı. Satış görevlileri tam kapatırken Buse altından geçip içeri girdi. Onun arkasından adamı ittiren Serenay da içeri daldı. Buse hemen köşeden ışıkları yakıp etrafa bakındı.
''Hades'in Evi!'' diye bağırdı Buse.''Nerede?''
Ve vahim sözü duydu.
''Bitti.''
- - -
Buse sonunda eline Hades'in Evi'ni almış ve okumaya başlayabilmişti. Evet, bunun için bir gecesini nezarette(Nasıldı? :=) geçirmesi gerekmişti. Yine de değerdi. Onu almıştı, almıştılar. Hepsi... Evet, okuyorlardı. Fakat bir şey vardı.
''Öldü.'' dedi Buse gözleri dolmuş bir şekilde.''Öylece, öldü.''
''Evet, öldü.'' diye mırıldandı Buse*.
''Öldü.'' dedi Serenay.
''Sanırım cidden öldü.'' diye tamamladı İrem.
''E planı.'' dedi Buse*.''Buse telefon nerede?''
Buse gülümsedi. Arka cebinden çıkarttığı telsiz/telefonu sessizce açıp numarayı çevirdi.
''Alo, Eda(-Aylak), doğum günü hediyen işimize yaradı. Şimdi doğru Rick'in evine gidiyorsun, biz yarın akşam üzeri oradayız. İşi bitiriyoruz.'' dedi Buse. Ardından aldığı olumlu cevapla telefonu kapattı.
Buse gülümsedi.''Her zaman bir E planı vardır.''
Bilet bilgileri:
New York/ABD
09/10/2013 12.50
Part 2:
(Bu parttan betam da dahil olmak üzere kimsenin haberi yoktur. Yaşanmış bir hikaye.)
''Kitabım bugün çıkıyoooor!'' diye bağırdım sırama geçerken. İlk ders Ölü Ozanlar Derneği diye bir kitap okuyacaktık. O kitapla beraber Athena'nın İşareti'ni de çıkarttım. Yerime oturup kitabıma sarıldım. Bugün benim en güzel günümdü. Kolumdaki '1 gün' yazısının üstünü çizdim. Okul bitince de 0 yazısını silecektim.
Tenefüs olunca karşı sınıfta bulduğum Jacksonheadlara koştum. Kafalarındaki düşünceyle beni bir nevi dışlayıp küçümseseler de mutsuzluk yoktu gözümde. Çoook mutluydum, bir yıllık özlem dolu bekleyiş sona eriyordu. Neden üzülecektim ki? Nedenim var mıydı ki?
Okul çıkışı heyecanım doruktaydı. Koştura koştura eve gittim. Annem sağolsun hazırdı. Kardeşim biraz gıcıklık yapsa da sonunda arabaya binip yola çıktık.
''Acelemiz yok ya kızım.'' dedi Annem. Heyecanla gülümsedim.
''Nasıl acelemiz yok anne?'' diye mırıldandım. Niye bu kadar küçümsüyordu ki?
Alışveriş merkezine girdiğimdeyse artık kalp krizi geçiriyordum. Birkaç adım attıktan sonra annemleri geçip koşarak üst kata çıktım. Heyecandan hızlı atan kalp atışlarıma bir de koşmam eklenince resmen nefesim kesilmişti. D&R'ın kapısından içeri girdim.
Hades'in Evi düşündüğüm yerde değildi. Koşturarak eski kitaplarının olduğu yere baktım. Orada da yoktu. Koşup görevlinin yanına geldim.
''Hades'in Evi çıktı mı?'' diye sordum o tatlı sesimle.
''Bugün mü çıktı?'' diye sordu görevli. Evet anlamında başımı salladım.
''Gelmedi. Yarın gelir ancak.'' dedi görevli.
İşte o an, dünyam başıma yıkıldı.
Şunu düşünün: Önce birisi bedeninizin her yerini bıçak darbesi yapıyor, sonra da sizin kalbinize yumruğu geçirip Olimpos'tan aşağı atıyor. Boşlukta düştüğünüzü hissediyorsunuz. Ve en son olarak da sert bir düşüş hissediyorsunuz.
Bunun sonucunda anlamsızca etrafta dolandım. Sonra kapıya çıktım. Annem ve kardeşim geliyorlardı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Tabi ki ağlamadım. Fakat bütün duygularım yok olmuştu. Hiçbir şey hissedemiyordum.
Daha sonra hissizce alışveriş merkezinde dolanıp durdum. En sonundaysa eve varıp bilgisayarımı açtım. Paylaşmam gereken bir şey vardı.
0 yorum:
Yorum Gönder